Gazete ve Dergi Üzerine Birkaç Söz_1


İlhan SOYTÜRK ULU ORTA
 
 


GAZETE VE DERGİ ÜZERİNE BİKAÇ SÖZ

Gazete, dilediğiniz zaman, dilediğiniz yerde okumak için yanınıza alabileceğiniz yazılı bir üründür. İlk gazetenin ne zaman yazıldığıyla ilgili kesin bir bilgi olamamasına rağmen günümüzden 3400 yıl kadar önce yazıldığı Nil nehri kıyılarında bulunan tabletlerin gazete niteliğinde olduğu yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır. Mısırlılar bu tabletlere önemli olayları yazdığı ve elden ele dolandırdığı bilinmektedir.

Haber toplama ve dağıtma gazetesi olarak isimlendirilen Acta Diurna isimli gazete, Roma senatosu tarafından MÖ 59 yılında 2000 kopya hazırlanmış ve imparatorluğun değişik birimlerine dağıtılmış. Okuma bilenler,  Acta Diurna’ yı bilmeyenlere yüksek sesle okuyarak haberleri duyurduklarını bize tarih ilmi söylemektedir.

Kâğıdı ilk yapan Çinliler ilk gazeteyi de Çin’de yayınlanmışlardır. Gerçek anlamda ilk gazetenin yayım tarihi 1300 yıl öncesine dayanır. Hükümet tarafından yayınlanan bu gazetenin adı “Başkent Haberleri ” anlamına gelen “Tching Pao” dur. Gazete sayesinde, hükümet halka kendi propagandasını yapar, herkesin duymasında, öğrenmesinde yarar gördüğü önemli gelişmeleri, büyük olayları haberdar ederdi.

Gazete o zaman sadece haberlerin duyuru amacına taşımaktaydı, yolculardan ya da hükümet kaynaklarından haberler toplanır, çok basit bir ifadeyle büyük boy bir kâğıda yazılır ve herkesin okuması için belirli bir yerde duvara asılırdı.15. yüzyılda matbaanın icadı, gazete ve dergilerin hızla gelişmesine yol açtı.

Türkçe ilk gazete ise 1828’de Kahire’de yayınlanmaya başlayan Vekdyi-i Misriye’ dir. Tercüman-ı Ahvâl ise  İstanbul'da 1860-1866 arasında yayımlanan ilk özel gazetedir. 22 Ekim 1860'ta Agâh Efendi ve Şinasi tarafından çıkarıldı. Haftalık olarak pazar günleri çıkarılan gazete sonra haftada üç gün yayımlanmaya başladı.

Osmanlı’da ilk dergi Vakayi-i Tıbbiye(Tıp Olayları) adıyla 1849 yılında çıkarılan meslek dergisiydi. Dili ve içeriği tamamen tıbbiyeye yönelikti. Bu derginin dışında edebiyat, kültür ve ansiklopedik dergi olarak ilk dergi olarak Münif Paşa’nın 1861 de yayımladığı Mecmua-i Fünun (Fenler Dergisi) dergisidir. Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye'nin yayın organı olarak yayımladı. Osmanlı basınında ansiklopedik içerikli dergi geleneğinin en önemli örneklerindendir. Hedef kitlesi elit, eğitimli, entelektüel insanlardı.

İzmir de yayımlanan ilk dergiyse Nevruz’dur. Bu dergi İstanbul’da basılıp İzmir’de dağıtılırdı. Bıçakçızade Hakkı Bey, Tevfik Nevzad Bey (2. Abdülhamit karşıtıdır) ve Mehmet Halit Bey’den oluşan yazı kuruluyla 1mart 1884’ de yayın yaşamına başladı.

Türkiye’de bugün sanal ve basılı yayın organları birçok alanda faaliyet göstermektedir. Ekonomiden politikaya, oyun ve teknolojiden sanata, edebiyattan, resim, müzik, heykel arkeoloji, dini dergilere kadar; daha çok uzatabileceğimiz konular içinde yayın yapmaktadırlar. İnsanlar ilgi duydukları alanlarla ilgili haftalık, bir, iki, üç, dört, altı aylık dönemler halinde yayın yapan bu dergileri bir şekilde takip etmekteler. Dergiler, bize hayata daha geniş bir perspektifle bakmamıza olanak sağlar. Bilmediğimiz konuları hakkındaki yazılarla kimi zaman bizi aydınlatan ve yol gösteren birer rehber görevi üstlenirler.

Dergiler, sanat ve kültür adamları arasında köprü kurar. Bilgi alışverişini ve haberleşmeyi sağlar. Edebiyatımızın yenileşmesine, siyasi, sosyal ve kültürel düşünlerin yansıtılmasında, edebi türlerin gelişmesinde, siyasal ve sosyal problemlerin tartışmasında, yeni şair ve yazarların yetişmesinde dergilerin önemi büyüktür. Cemil Meriç “Dergiler sanatçıları yetiştiren bir mekteptir.” der.

Edebi akımların veya eserlerin tahlil edildiği, yeni çıkmış kitaplar için tavsiyelerin bulunduğu, hatta sevdiğiniz yazarların biyografi ve röportajlarının içinde olduğu yazıların olduğu uçsuz bucaksız derya denizdir dergi dünyası.



Tarih: 05.08.2015 11:12