World Bodypainting Association’ın tek Türk Üyesi
“World Bodypainting Association” üyesi olan tek Türk sanatçımız Özlem Altınbilek ile severek yaptığı mesleği ve çalışmalarını konuştuk.

World Bodypainting Association’ın tek Türk Üyesi


World Bodypainting Association’ın tek Türk Üyesi

Türkiye’de hala değeri anlaşılmamış bir sektör vücut boyama sanatı. “World Bodypainting Association” üyesi olan tek Türk sanatçımız Özlem Altınbilek ile severek yaptığı mesleği ve çalışmalarını konuştuk.

Bize kendinizden bahseder misiniz?

1979 yılında İzmir de doğdum. Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları bölümü Sahne Tasarımı Ana Sanat Dalından mezun olduktan sonra aynı alanda yüksek lisans yapmaya başladım. Okul yıllarından başlayarak pek çok özel tiyatroda dekor, kostüm, kukla, maske, aksesuar ve sahne makyajı alanlarında hem tasarım hem uygulama üzerine çalışmalar yaptım.

2008 yılından beri kişisel atölyemde hem çocuklara hem yetişkinlere kukla, maske ve sahne makyajı eğitimleri veriyorum. Birbirleri arasında pek çok bağ oluşturan bu branşlara protez makyaj ve vücut boyama sanatını da dahil ettim. Ağırlıklı olarak kukla ve sahne makyajı eğitimleri verdim. Vücut boyama sanatçısıyım.  

World Bodypainting Association’ın (Dünya vücut boyama derneği) tek Türk üyesi bir sanatçısınız. Bize kısaca vücut boyama sanatından bahseder misiniz?

En klasik tabiri ile “İnsan bedenini tuval olarak kullanmak” bodypainting/vücut boyama için kullanılmaktadır. Dünya üzerinde pek çok ülkenin sanat olarak kabul edildiği vücut boyama umuyorum ki bir gün bizim ülkemizde de kabul görecek ve sanat kategorisinde değerlendirilecektir. İncelendiğinde yüzyıllar öncesi ilkel kabilelerdeki ritüelistik törenlerde, doğadan elde ettikleri kök boyalarla renklendirilen bedenleri görebiliyoruz.

İlk çalışmamı fotoğraf sanatçısı Niko Guido ile yapmış olmak güzel bir şans diye düşünüyorum. Sonrasında ise yaptığım çalışmalar ile başvurduğum “World Bodypainting Association” üyeliğimi almış bulundum. Bildiğim kadarıyla bu derneğin benden başka Türk üyesi yok. İmkanlarım oranında uluslar arası vücut boyama festivallerine katılıyorum.

Sahne makyajı kurslarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?

Sahne makyajı eğitimi iki alt dalda verilmektedir. Görsel araştırma ve uygulama ile gerçekleşen çalışmalarımızda profesyonel makyaj malzemeleri kullanılmakta ve böylece en doğru sonuca ulaşılmaktadır. Efek ve plastik makyaj uygulama teknikleri ile tiyatrolara, sinema, TV dizilere, animasyon alanında dersler veriyorum. Çizgi-doku, palyaço makyajı, hayvan makyajı, tip karakter makyajı, yaşlandırma makyajı, morluklar kesikler, kırıklar, kurşun yarası teknikleri gösteriyorum.  

Özel günlerde sipariş alıyorum. Sergiye yönelik çalışmalarım oluyor. Ülkemizde sahne makyajı, vücut boyama ile bir yerlere gelebilmek çok zor. Fakat son yıllarda özellikle sahne makyajı çok merak edilen bir sanat oldu. Teknoloji çok ilerledi. Bilgiye çok rahat ulaşılabiliyorsunuz. Yaralar, yanıklar, kel kafa uygulaması, bıyık ve sakal uygulamaları gerçekmiş gibi görünen imajların nasıl yapıldığını merak ediyorlar. Teknik olarak bu bilgilere ulaşılabiliyor. Bilgiyi edinmek tek başına bir işe yaramıyor. Onu aktif olarak uygulamak gerekiyor. Bunun için eğitim almanız önemli. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sahne makyajı ile ilgili kursları vardı. Beş yıl kadar bu kurslarda eğitmenlik yaptım. 

Kukla sanatıyla ilgilenmeye ne zaman başladınız?

On yıl önce Lisans son sınıf öğrencisi olduğum yıllarda kukla tiyatrosu kurma hayallerim vardı. Kukla sanatı ve eğitimi veren Öğretim Görevlisi Ayten Öğütücü ile ilk kez bir kukla tiyatrosunda çalışma fırsatı buldum. Akademik tezimi lisansta kukla, yüksek lisansta da maske üzerine yaptım. Tiyatro kolektif bir iş olduğu için birileri eklensin, ekip olalım diye bekledim. 2016 yılında kendim “Uçan Pelerin Kukla Tiyatrosu”nu kurdum. Kendi atölyemde kendim tasarlıyorum, üretiyorum. İlk oyunum “Ateş Böcekleri Nasıl Doğdu” masaldan yola çıkarak hazırladığım bir oyundu. Tek başıma oynadığım bir oyun. Daha sonra iki oyun daha eklendi. Toplam da çocuklar için sergilediğim üç oyunum var.

Kukla tiyatrosunda genelde kuklalar sahnede görülür. İzleyici oynatıcıyı görmez. Fakat yurt dışındaki oyunlarda daha açık biçim dediğimiz oynatıcının, dekor değişiminin, kuklaların da sahnede olduğu teknik var. Benim tercihim de açık biçim kukla oyunları. Hayal dünyaları çok geniş olan hitap ettiğim 3-6 yaş arası çocuklarda doğru mesajı ve iletişimi sağlamak için açık biçim oyunu tercih ediyorum. Çocuk sahnede beni de görüyor, fakat kuklalara odaklanıyor. Bu kuklaları oynatan birinin de olduğunu görüyor. Hayal ve gerçeği birbirinden ayırması için kanal açmış oluyorum.  

Şu anda hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?

Belediyeler ve anaokulları ile çalışıyorum. 2 Haziran’da Çiğli’de “Ateş Böcekleri Nasıl Doğdu”, oyununu sergileyeceğim. Ücretsiz sergilenecek bir oyun.

Amacım çok fazla çocuğa ulaşmak. Tiyatro çocuklarla iletişimde çok önemli bir araç. 11 yaşında bir kızım var. Benim en büyük yardımcım, tasarımcım. Logomu kızım tasarladı.

Bugüne kadar katıldığınız sergilerden bahseder misiniz?

Maske özel ilgi alanım. Mask atölye çalışmalarımda seramik tekniği ve papier mache dediğimiz kağıt hamuru tekniğini seviyorum.

İlk Mask sergi koleksiyonumu “İzmir Mask Müzesi”nde sergiledim. Sergi çok ilgi gördü. Geçen sene aslında fizik öğretmeni olan Sema Tecen Alper ile tanışma fırsatım oldu. Sema Tecen Alper aynı zamanda ressam. Ebru sanatçısı Hatice Türkergin Gökçe ile birlikte üçümüz bir arada ortak sergiler açtık. Bu sergilerde benim kişisel masklarım sergilendi. Sergilenen eserlerden elde edilen gelir engelli derneklerine bağışlandı.  

Alsancak sanat eğitim merkezi’nde ne tür eğitimler veriyorsunuz?

Hem çocuklara hem yetişkinlere kukla eğitimi, maske eğitimi, dekoratif ayakkabı, dekoratif şapka eğitimleri veriyorum, workshop atölye çalışmalarımız oluyor.   

 


Tarih: 25.05.2018 11:37
Kaynak: Akad Haber

Editör: Nurten Öğüt