Bugun...
Reklam
Reklam


Güzel Türkçe ile yazılan kitapları okuyun
Yazar Saime Bircan Sak Françoise Urban-Menninger’in ve André Velter’in şiirlerini Türkçeye çevirdi. Egeli Kadın Yazarların ortak kitaplarında öykü ve şiirleri yer almaktadır. Ayrıca dört şiir ödülü bulunmaktadır.

Güzel Türkçe ile yazılan kitapları okuyun
+ -

Güzel Türkçe ile yazılan kitapları okuyun

Edebiyata olan tutkunluğuyla bilinen Saint Joseph Lisesi Fransızca öğretmenliğinden emekli, yazar Saime Bircan Sak ile ilk kitabı “Beyaz Üşüme”yi konuştuk. Sohbetimiz boyunca ikinci kitabı, yeni çalışmaları, sanal yazıları ve tiyatro çalışmaları hakkında bilgi aldık.

Sayın Saime Bircan Sak bize kendinizi tanıtır mısınız?

Afyon doğumluyum. İlk ve Orta öğrenimimi İzmir’de yaptım. İstanbul Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümünden mezun oldum. Çeşitli okullarda öğretmenlik ve eğitim yöneticiliği yaptım. İzmir Özel Saint Joseph Fransız Lisesi Müdürlüğü’nden emekli oldum.

2003 de Strasbourg’da Türkçe-Fransızca şiir sergisi açtık. Daha sonra bu şiir sergisini İzmir Fransız Kültür Derneği’nde açtık.

Fransız Angers Üniversite’sinde “Yönetim Bilimi” konusunda tez verdim. İki radyo oyunum yayınlandı.  

Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?

Denemeler, şiir, öykü, kitap tanıtımı, etkinlik yorumları, birçok dergi ve gazetelerde kitap eleştirileri yazıyordum.  Çevirisi bana ait olan Françoise Giroud “Lou-Özgür Bir Kadının Öyküsü” nü çevirirken çok zorluk çektim. Ben niye kitap yazmıyor ki dedim.  Kendi kitabımı yazmaya karar verdim.

İlk romanınız olan “Beyaz Üşüme” hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?

“Beyaz Üşüme” 2011’de Şenocak Yayınları tarafından yayımlandı. Kadının beklentilerini, düş kırıklıklarını anlatan ilk romanım. Okuyan, düşünen, üreten kadın erkek egemen toplumda neler yaşar? Mecazi anlamda üşüyen; büyük aşklar yaşamış, düş kırıklığı içinde kadınlar, bu kadınları kim üşütüyor. “Beyaz Üşüme” kadın sorunlarının ele alındığı yer yer içimizi acıtacak bir roman.

Ağırlıklı olarak hangi türde yazmayı tercih ediyorsunuz?

Kadın sorunları üzerine düşündüğüm için bu konularda yazıyorum. İkinci romanım da “Cumartesi Anneleri”nden yola çıkarak bir insanlık dramı olan gözaltı kayıplarının psikolojik, sosyolojik ve insani boyutlarını anlatıyor. “Cumartesi Anneleri”nin 500. buluşmalarına ben de katıldım. Her cumartesi saat 12’de 10-15 kişilik bir grup kadın sessiz bir oturuş eylemi yapıyorlar. Bir anne ve bir kadın olarak bunu hazmedemedim. Bütün gözaltında olan kayıpları yazmak istedim. Başka ülkelerden, gözaltında çocukları kaybolan başka anneleri araştırdım. Susarak çığlık atan seslerini duyuramayan bu kadınların sesi olmak için “Sus Çığlığı” Asur Yayınlarından 2015’de yayımlandı.  

Yeni Kitap çalışmalarınız var mı?

Soma’nın üstüne beton döküldü. Bu betonu kaldırıp onun altında neler yaşandığını araştırıyorum. Ayrıca Afyonprestij.com’da  sanal yazıyorum. Sanat ağırlıklı ve güncel, siyasi konularda yazılarım yayınlanıyor.

Okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimledir?

Çok okuyorum. Türkçe ve Fransızca çok kitap okuyorum. Bir ayda 5-6 kitap okuduğum oluyor. En büyük keyfim okumak. Çok fazla beğendiğim yazar var. İlk aklıma gelen Hasan Ali Toptaş, akıcı bir dili ve kurgusu var. Yaşar Kemal, diğer bütün Türk klasikleri, yabancı Rus klasikleri okudum ve okumaya devam ediyorum.  

Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?

Tiyatro ile çok küçük yaşlardan beri uğraşıyorum. Öğretmen olmasaydım tiyatrocu olmak isterdim. Öğretmen olduğum dönemler de okullarda çok büyük eserleri sahneledik. Aziz Nesin’in yazdığı  “Biraz Gelir misiniz” adlı dram oyunu bunlardan biri. Farklı oyunlar sahnelemeyi ve araştırmayı seviyorum. Orhan Asena’nın tek kişilik bir oyunu olan “Ana” oyununu oynadım. Çaresizlik nedeniyle, çocuğunu çok zor koşullarda dünyaya getirip büyüten bir anne’yi anlatıyor. Zengin bir ailenin çocuğuyla evlenmek için annesini öldü demiştir. Anne bu duruma çok üzülür. Anne’nin geçmişe dönüp yüzleşmesini anlatan bir oyun.

Egeli Kadın Yazarlar Platformu’nun, Çeşme Kent Konseyi ile birlikte düzenlediği bir etkinlikte “Ana” sahnelendi.  Cumhuriyet Kadınları Derneği için de sahneledim. Seferihisar Kadın Danışma Merkezi ve Egeli Kadın Yazarlar Platformu ile birlikte “Ürkmez Gençlik Merkezi’nde sahnelendi. Biz öğretmenlik yaptığımız dönemlerde köylerde traktör üzerinde oyun oynardık. Silifke’de yazlık evimin bahçesinde de sahneledim. “Ana” oyunu için yeni istekler geliyor, değerlendireceğim.

Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?

Farkındalık yaratmak için yazıyorum. Toplumsal sorunlar, hayatın zorluklarını yazmak yazarın görevidir. Bir edebiyatçı olarak duruşumuz ve yazılarımızla hayatın sorunları karşısında görevci bir anlayış içinde olmalıyız.

Üyesi olduğunuz “Dil Derneği”nin 23. İzmir kitap fuarı etkinlikleri kapsamında sizin de katılacağınız panel hakkında bilgi verir misiniz?

Dil Derneği üyesiyim. Dilimizin doğru kullanılmasına çok özen gösteriyorum. Yazılarımda dilim son derece temiz ve durudur. Türkçe karşılığı olduğu halde yabancı kavramlar tercih etmiyorum. Türkçenin doğru ve güzel şekilde kullanılmasına dikkat ederim.

23. İzmir Kitap Fuarı “Dil Derneği” etkinlikleri kapsamında 19 Nisan Perşembe günü saat 14.30-15.30 arası konuşmacı olarak katılacağım “Yazın Sanat Dili Olarak Türkçe” konulu panel düzenlenecektir. İzmir’lileri beklerim. 

Okumayı sevenlere vermek istediğiniz mesaj var mı?

İyi kitaplar okusunlar. Piyasada çok kötü kitaplar var. Seçerek, danışarak okusunlar. Güzel dilimizle yazılmış, kendi ilgi alanlarına yönelik kitaplar okusunlar. Güzel Türkçe ile yazılan eserleri okuyarak dilimizin güzelliğine varsınlar.

Yazar Saime Bircan Sak Françoise Urban-Menninger’in ve André Velter’in şiirlerini Türkçeye çevirdi. Egeli Kadın Yazarların ortak kitaplarında öykü ve şiirleri yer almaktadır. Ayrıca dört şiir ödülü bulunmaktadır.

 




Kaynak: akad haber

Editör: Nurten Öğüt

Bu haber 2208 defa okunmuştur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
YUKARI